Nisan 2019 Dönemi Mesajı

Değerli Arkadaşlar,

Çanakkale’de ve tarih boyunca tüm millî mücadelemizde vatanımızın bekâsı ve kutsalımız için canlarını feda eden şehit ve gazilerimizi, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve yiğit kahramanlarımızı rahmet ve minnetle anıyor, en derin şükranlarımızı sunuyorum.

Değerli yol arkadaşlarım, bizler görünen düşmanlara karşı yiğitçe mücadele vermesini biliyoruz da anlayamadığımız, sindiremediğimiz şeyler de oluyor kimi zaman. Bakınız mesela, önümüzdeki toplu iş sözleşmesi! Kime karşı ve kim için mücadele veriyoruz! THY; hâkim payı devlete ait, millî olmasıyla gurur duyduğumuz, uçağını semada gördüğümüzde “Allah zeval vermesin.” dediğimiz bir yuvadır. Peki, burada çalışanlar kim? Biziz, halkız, aziz vatanın kıymetli emekçileri…

Değerli emekçi kardeşlerim, şimdiye kadar geldiğimiz noktada çok garip bir hadise var: Emek mücadelesi verenlerle devlete ait bir kurumu karşı karşıya getirmek istiyorlar. Bakınız, bilhassa komisyon görüşmelerinde Ortaklık temsilcilerinin, Sendikamızın tekliflerine karşı “Bu konuda yetkimiz yok, Ortaklık olarak bu maddelerin TİS metnine dâhil edilmesini kabul etmiyoruz, yazmayalım biz uygularız.” gibi absürt beyanları ve özellikle sözleşmemizde 25 dönemden bu yana kazanılan bazı maddeler hakkında, “Bu maddeyi sözleşmeden çıkaralım.” şeklinde bir garabetle karşılaştık. Peki soruyoruz, yetkiniz yoksa emekçinin hakkını almak için geldiğimiz masada ne işiniz vardı? Uygulayacağınızı beyan ettiğiniz maddelerin TİS’le onaylanmasına neden karşı çıktınız? TİS’le imzalanmayan bir maddeyi nasıl olur da uygulayabileceğinizi iddia edersiniz?..

Hülasa, Sendikamızca iyi niyet çerçevesinde yürütülen süreçte, komisyonlardan netice alınamaması üzerine Sendika yetkililerimiz de komisyonlardan ayrılmış ve Sendikamızca, “genel görüşme” talep edilmiştir; ancak THY tarafından hiçbir dönüş olmamıştır. Netice olarak, TİS görüşmelerinde 60 günlük süre dolmuş olup arabulucu süreci başlamıştır. Uyuşmazlık tutanağı tutularak tarafımızca yetkili makamlara gönderilmiştir.

Değerli emekçiler, istediklerimiz de sadece hakkınız olanlardı. Ne azı ne de çoğu, sadece hakkınız olanlar! Ara kademelerin ihdas edilmesi, kıdem ve terfi konusunda reel kaideler getirilerek “kıyak” usulünden “liyakat” usulüne geçilmesi, her yeni girenin kadrosuna göre uzman olması, memurun uzmana iş öğrettiği garip ve bir o kadar da haksız hadisenin giderilmesi, ekip planlamanın hatalı usullerinin düzeltilmesi, refah payının insani bir düzeyde alınması ve diğer elzem maddeler. Hepsi gereken iyileştirmeler ve Allah’ın izniyle hepsi de gerçekleşecek maddeler. Ama bugün, ama yarın; belki bu masaya oturanlarla, belki de yakın gelecekte daha hakkaniyetli kimselerle! Ama olacak Allah’ın izniyle, bekleyip göreceğiz…

Emekçiye biçilene değil, sadece hak edilene razıyız. Kimse unutmasın burası bir sendika, orası işverendir. Emekçi mutlu değilse işveren rahat kalamaz! Kimse bize, bürokratik oligarşiye sığınıp kulis peşinde koşarak bir şey dayatamaz! Bu işin tek çözüm yeri, TİS masasıdır. O da dünyanın kârını açıklayıp da emekçiye el sallamakla olmaz. Her sene idari kadro buluştuğunda havada uçuşan primlere karşın emekçiye, “iki bana, bir sana” denmesine razı değiliz. Adilane bir idare için bazı makamlara atanmışlara bu konudaki son sözümüz şudur: “Adam aldırma da geç git(!) , diyemem aldırırım. / Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!”

Değerli kardeşlerim, bir çift sözümüz de içimizdeki aldanmış ve aldatmışlara var: Birlikte aynı kutsal davaya baş koyma adabından yoksunsa bir insan, eninde sonunda yollar ayrılmaya mecburdur; çünkü dava dediğimiz emek mücadelesinde art niyete, ihanete yer yoktur. Kimsenin yaptığı yanına kâr kalmayacağı gibi tarih de aldanmış ve aldatmışları zaman denilen cevval bir süzgeçte yargılayacak ve “hainlik” yaftasıyla notunu verecektir…

Herkes bulunduğu makamın hakkını verecek arkadaş, mecbur! İşçi kardeşim sabahın erkeninde evinden çıkıp zamanında işine geliyorsa, yerde-havada herkes işine amade ise sen de hak yemeyeceksin! Molada 1 saniye geç kalandan yarım saat ücret kesiyorsan, hakkını vermek için ayak diretip aylarca bekletmeyeceksin işçiyi. Sendikacı da bu işin köküne kadar takipçisi olacak. Başka çare yok!

Kimse unutmasın! Küresel piyasada vals niyetindeyse işveren, emekçinin de halayı vardır!

Hep birlikte daha güzel günlere…

ALİ KEMAL TATLIBAL

HAVA-İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANI